Duygusal açlık kişinin herhangi bir fiziksel belirti hissetmeden yemek yeme biçimidir. Daha çok olumsuz duygularla başa çıkmak için bu eylem gerçekleştirilir.

Neden duygusal yeme yaşarız? Kimler yaşar?

Aslında duygusal yemenin birçok sebebi var. Burada çoğunlukla biz duygulara bakıyoruz. Yani olumsuz duygularla başa çıkmak için sağlıklı yöntemler geliştiremediyse kişi yemek yemeye  yönelebiliyor. Peki neden yemek yemek? Çünkü dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren anne memesiyle şevkat veya sevgiyi almaya programlanmışız. Yani ağladığımızda, bir şey istemediğimizde, olmadığında bize hemen yemek verilir, süt verilir, çikolata verilir. Böyle olunca bu davranışı biz aslında çok küçük zamanımızdan beri öğreniyoruz ve daha sonrasında da bunu tekrarlama eğilimine giriyoruz. Psikolojik dayanıklılığımız düşük olabilir, duyguları ifade etme becerimiz daha düşük olabilir. Aslında birçok sebep var, bunlar sadece birkaç tanesi.

Duygusal yeme problemim olduğunu nasıl anlayabilirim?

Öncelikle yemeklerle ilişkimiz bozulduğunda duygusal yeme problemini anlayabiliriz. Peki yemeklerle ilişkimiz nasıl bozuluyor? Gerçek bir açlık hissi duymadan herhangi bir mide krampı, mide guruldaması vs duymadan kendimizi bir anda yemek yerken buluyorsak ve bu yemek yeme eylemi çoğunlukla olumsuz duygular yaşadığımızda ya da zihnimizden olumsuz düşünceler geçtikten sonra meydana geliyor. Genellikle stresle başa çıkmak için yapıyoruz bunu daha önce de söylediğim gibi. Burada şuna dikkat etmek gerekiyor aslında; bazı sinyaller var: duygusal açlık sinyalleri ve fiziksel açlık sinyalleri. Eğer bizim açlık sinyalimiz geldiyse şuna bakmalıyız: “en son ne zaman yemek yedim?” Eğer yemek yememizin üzerinden 2 ya da 3 saat geçtiyse o zaman gerçekten aç olabilirim.

Ondan sonra şuna bakıyoruz: “en son ne zaman su içtim?” eğer hiç su içmediysek o zaman belki de yaşadığımız şey susuzluk olabilir. Bunun dışında biraz önce de söylediğim gibi midemde  kramp var mı, guruldama var mı? Eğer evet diye yanıtlıyorsak fiziksel açlık olabilir. Eğer hiçbir belirti yoksa duygusal açlık olabilir. Ve yine şunu soruyoruz kendimize: “Benim aklımdan biraz önce ne geçiyordu? Sıkılıyor muydum? Yalnızlık mı hissediyordum? Geçmişte yaşadığım bir problem mi aklıma geldi? ya da şu an yaşadığım bir problem ya da geleceğe dair kaygılarım… Bu şekilde bunları analiz ettiğimizde bunları cevapladığımızda zaten biz o an durmuş oluyoruz ve duygusal açlığı fark etmiş oluyoruz. Eğer bunu haftada birkaç kez tekrarlıyorsak o zaman duygusal yeme problemimiz var demektir.

Duygusal yeme problemi mide küçültme ameliyatı olanları nasıl etkiler?

Duygusal yeme zaten obezite problemi yaşayan çoğu bireyde oluyor. Biz bunu ameliyat öncesi görüşmelerimizde tespit ediyoruz. Yani canınız sıkıldığınızda, üzüldüğünüzde, kızdığınızda, yemek yemeye (daha çok abur cubur şekerli gıdalar) yöneliyor musunuz dendiğinde çoğu zaman “evet” yanıtını alıyoruz. Bunun dışında kısa bir yeme bozuklukları ölçeğimiz var.  Bunları da soruyoruz ve burada da 2 veya daha üstü evet alırsak yine duygusal yeme problemi olmuş oluyor. Ve bu da yine çoğu obez bireyde var. Peki ameliyat sonrası nasıl etkileyebilir? Kişi ilk aşamada bir şey hissetmeyecek. Çünkü hasta balayında. İştah hormonu alındı, midesi artık küçük, yemek kokuları duyduğunda midesi bulanıyor. Ama 6 aydan sonra, birkaç aydan sonra, belki bir yıldan sonra kişi yine problem yaşadığında canı bir şeyler yemek istiyorsa hasta o zaman tekrar kilo alımına sebep olabilecek düzeye gelebilir ve bu konuda da tabii ki psikolojik destek  devreye giriyor. Biraz önce sinyallerden bahsetmiştik, duygusal açlık sinyallerinden. Bunları izleyerek, bunları gözlemleyerek kendimizi tartabiliriz aslında. Ve duygusal yeme problemi yaşıyorsak mutlaka bariatrik cerrahi sonrası psikolojik destek almalıyız. Çünkü denildiği gibi ilerleyen dönemlerde bu duygusal yeme tekrardan nüks edip, tekrardan kilo alımına sebep olabilir.

Duygusal yeme atakları ile nasıl başa çıkabilirim?

Öncelikle bu atak mı yoksa benim canım gerçekten o şeyi o an yemek mi istedi? Ben bu şeyi ne kadar yiyorum? Buna dikkat etmek gerekiyor. Duygusal yeme, bir yeme bozukluğu ama DSM-5 Tanı Ölçütleri kitabında “başka türlü adlandırılamayan bozukluklar” kategorisine giriyor. Yani tam olarak bir şekilde adlandıramıyorlar. Tam olarak şu tanı kriteri var denemiyor. Literatürde tam olarak şunu şunu yaparsan duygusal yemeden  kurtulabilirsin denilemiyor. Hastaya göre değişiyor. Fakat en önemlisi duygu regülasyonu. Yani duygularımızın düzenleyebiliyor olmamız gerekiyor. Olumsuz duygularımızı kabul edebiliyor olmamız gerekiyor, onlarla başa çıkmamız gerekiyor değil. Yani illa kızgınsak, üzgünsek “ben bununla başa çıkmalıyım, bu duygudan kurtulmak için bir şeyler yapmalıyım” Bu cümleleri kullanmamamız gerekiyor. Belki o an o sinirini yaşaman gerekiyor ya da o üzgünlüğü kabul etmen gerekiyor. Bu zihniyete eriştiğimizde zaten biz o duyguları kabul ettiğimizde o duyguları bastırmak için başka şeyleri yönelmemiş oluyoruz. Bunun dışında tabii ki de bir terapistle aslında biz hangi duyguları bastırmaya çalışıyoruz, hangi duygular bize rahatsızlık veriyor, hangi duyguları yemekle itmeye çalışıyoruz? Onları incelemek gerekiyor. Hangi duygu, düşünceler, olaylar bizi buna yöneltiyor?

Bunları inceledikten sonra zaten o konuda bir destek sağlanacaktır. Ama yine de atak önlemek için size biraz önce açlık sinyallerinden bahsetmiştik. Duygusal açlık ve fiziksel açlık farklarından. Öncelikle bu sinyali değerlendiriyoruz. Açlık sinyali geldiğinde midemde gurultu var mı, en son ne zaman yemek yedim, aklımdan kötü bir şey geçti mi? Zaten biz o analizi yaptığımızda o atak denilen şey ortadan kalkıyor. Çünkü atak demek bir şeyi kalkıp bir anda yapmak, bir anda kendinizi çikolataların içinde bulmak demek.  Bu analizi yaptığınızda siz zaten kendinize zaman vermiş oluyorsunuz. Ondan sonra bekleyin, bir bardak su için, biraz daha bekleyin. Hala canınız mı çekiyor? Biraz daha düşünün. Belki sizi mutlu eden başka aktiviteler var. Belki biri ile konuşmanız yeterli olacak, belki yürüyüşe çıkmanız yeterli olacak, yine mi olmadı? O zaman yiyin. O çikolatayı yemeniz gerekiyor demek ki. Yani burada aslında yasak psikolojisi de devreye giriyor. Özellikle diyet yaparken kısıtlayıcı yeme modeli duygusal yeme ataklarını oldukça tetikliyor.

2020’de yapılan bir araştırmada kısıtlayıcı diyetlerin duygusal yemeyi oldukça etkilediği görülmüş. Hatta deneysel bir araştırma araştırma daha yapılmış. Bir grubu kısıtlayıcı yeme modeliyle diyet yaptırmışlar, diğer gruba kısıtlayıcı yeme modeli ile değil. Bu arada kısıtlayıcı yeme  çok fazla besini yasaklamak anlamına geliyor. Deneklere bazı gıdaları yasaklamışlar. “Bunu yemeyeceksin, şunu yemeyeceksin” şeklinde. Yasaklı gıdaları alan grup yemeklere karşı daha hassas hale gelmiş. Bu, şu anlama geliyor; kimisi “ben bunu yesem de olur, yemesem de olur, ya da acıktığımda yerim” diyebiliyorken, onlarınki öyle değil. Onlar, “İlla yemeliyim” psikolojisindeler. Aslında bu konu çok geniş bir konu, bu bilgiler tek başına her hastaya yeterli gelmeyebilir. Ama genel olarak atağımı nasıl kontrol ederim diyorsanız, ilk olarak bu sinyallere bakın. Onun dışında duygu düzenleme konusunda neler yapabiliriz buna bakın, stresle başa çıkma yöntemleri öğrenmeniz gerekiyor. Bunlar nelerdir? Sosyal destek en önemlisi. Öncelikle çevrenizle iletişime geçmeniz, daha çok iletişiminizi arttırmanız. Nefes egzersizleri olabilir. Spor yapmak, yürüyüşe çıkmak çok fazla serotonin hormonu salgılatıyor, yani mutluluk hormonu. Bunların hiçbiri işe yaramıyorsa o zaman bir psikologtan profesyonel destek alınması gerekiyor.

Bilgi sahibi olun –> Obezite cerrahisine uyum sağlamak