Guatr boynun ön bölümünün alt kısmında yer alan tiroid bezinin büyümesi ve şişmesi olarak tanımlanabilir. Ülkemizde görülme sıklığı bir hayli fazla olan bu rahatsızlığın iyot eksikliği olanlarda daha fazla yaşandığını söyleyebiliriz. Aynı zamanda kadınlarda görülme sıklığı erkeklere nazaran 5 kat daha fazladır. Bu hastalıkta tiroid bezi nodüllü olarak büyüyebildiği gibi nodülsüz olarak da büyüyebiliyor. Çok büyüdüğünde bazen nefes darlığı ve yutmada zorluk yapmaktadır.
Ancak tiroid hormonlarının aşırı oranda salgılanması durumunda mutlaka tedavinin yapılması gerekir. Hipertiroidi gelişmesi halk arasında ‘zehirli’ olarak da adlandırılıyor. Bu sağlık sorununun hangi belirtilere yol açtığını, tedavisini ve kimlerde daha sık görüldüğünü de açıklayacağız. Ancak öncesinde nedenlerini gözden geçirelim.
Yazı İçeriği
Guatr Nedenleri Nelerdir?
Dünya genelinde guatr nedenleri üzerine şimdiye dek çok sayıda araştırma yapıldı. Bu araştırma sonuçları da gösteriyor ki, söz konusu sağlık sorununun en yaygın nedeni iyot eksikliğidir. İyot yönünden fakir bölgelerde yaşayanlar, beslenmesinde iyot eksikliği olanlarda sıklıkla bu problem ortaya çıkıyor. Dolayısıyla nedenler arasında en çok ön plana çıkan iyot eksikliği oluyor. Bunun yanı sıra aşağıda sıraladığımız unsurlar da bu sağlık sorununun nedenleridir.
- Graves rahatsızlığı (zehirli guatr)
- Aile öyküsünde nodül olanlar
- Boyun bölgesi radyasyona maruz kalmış olanlar
- Kistler
- Gebelik
- Tiroid kanseri
- Hashimoto hastalığı
- Tiroidin iltihaplanması
- Tiroid bezinde tek taraflı şişlik ya da nodül olanlar
Guatr Belirtileri Nelerdir?
Öncelikle guatr hastalığı bulunan her bireyde semptomların ortaya çıkmadığını belirtmemiz gerekiyor. Bu nedenle tüm hastalarda bazı belirtilerin mutlaka görüleceği düşüncesine kapılmamakta fayda olacaktır. Genel olarak bu rahatsızlığın belirtilerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:
- Boyun bölgesinde şişlik
- Nefes almakta güçlük çekmek
- Öksürme
- Yutkunurken güçlük çekmek
Bu belirtilerin yanı sıra hipotiroidizm veya hipertiroidizm gibi nedenlere bağlı olarak hastalığın gelişmesi durumunda farklı belirtiler de gözlemlenebiliyor. Bu belirtiler ise şöyledir:
- Asabi bir ruh hali
- Kilo kaybı
- Uyku problemleri
- Sürekli yorgun hissetme
Elbette belirtilerden sadece biri hissedilmeye başlandığında bile mutlaka doktora başvurmak gerekiyor. Normal olmayan herhangi bir semptom bazı hastalıkların habercisi olabilir. Belirtilerin hasta tarafından ciddiye alınması ve doktora başvurulması ise erken tanı konmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla tedavi de daha kısa zamanda tamamlanabilir.
Guatr Tanısı Nasıl Konur?
Hastaya guatr tanısının konmasından önce mutlaka titiz bir değerlendirme yapılması gerekir. Nodül mevcutsa, bu nodüllerin kötü huylu olma olasılığının araştırılması büyük önem taşıyor. Aşırı düzeyde hormon üretimi söz konusu olduğunda ise iri ebatlarda olan nodüllerin nefes borusuna ne oranda baskı yaptığı da dikkate alınır. Ayrıca doktor tarafından elle boyun bölgesinin muayenesinin de yapılmasına ihtiyaç olacaktır. Bu muayene sırasında elle herhangi bir şişlik olup olmadığı kontrolden geçirilir.
Hastanın bazı testler yaptırması da gerekiyor. Yapılan kan testlerinin sonuçları, doğru tanı konabilmesi bakımından önem taşıyor.
Troid ultrosongrafi :
Basit bir işlemdir yapılan usg de bize guatr içinde nodül olup olmadığını gösterir. Bunun özeliği ise guatr içindeki nodüllün büyüklüğü ve yapısına bakar. Nodüller 3 cm üzerinde ise çoğunlukla tedavisi ameliyattır.
Troid sintigrafisi :
- Genellikle nodül saptanan hastalardan istenir burada istenen şey nodülün iyimi kötümü olduğuna karar vermektedir.
- Troid nodülü şayet soğuk denirse bunun ilerde kanser olma riski vardır. Bu nedenle cerrahınıza gözükmenizi tavsiye ederiz.
Troid İİAB :
- Troidden parça alma işlemidir. Kanser olup olmadığına öğrenmek için yapılır.
- Usg veya sintigrafiye göre karar verilir .
- Basit bir işlemdir boynunuzda ufak bir iğne yardımı ile nodülden parça alınır.
- Patoloji (incelenmesi sonucu) görüşüne göre ameliyat medikal tedaviye karar verilir
Kan testleri:
- Aslında yapılan test yine çok basittir. Bugün Türkiye den her sağlık ocağında bakılabilmektedir.
- T3 T4 TSH dediğimiz testler istenir.
- Bu bize sizin Basedow Graves mi (zehirli guatr mı) yada Haşioma (guatarın az çalışması) olduğunuzu gösterir.
- Haşioma hastalığında ayrıca anti-TPO ve anti-troglobulin bakılmalıdır. Bu iki hastalık dışında testler normal çıkabilir Şunu unutmamak gerekir ki guatr kanserlerinde kan testleri genellikle normal çıkmaktadır.
Guatr Tedavisi Nasıldır?
Gerekli muayene ve tetkiklerin yapılmasının ardından hastaya guatr tanısı konuyor. Sonrasında ise hastaya en uygun olan tedavi seçenekleri değerlendiriliyor. Hangi tedavinin uygulanacağına karar verilirken tiroid hormonlarının seviyesi ve tiroid bezinin özellikleri de göz önünde bulunduruluyor. Tedavinin takip şeklinde yapılabileceğini de belirtelim. Aynı zamanda ilaç tedavisi, atom tedavisi ya da cerrahi müdahale ile tedavi tercih edilebilir.
İlaç tedavisinde tedavinin süresi ve kullanılacak olan ilaçların dozajı, guatr hastalığının derecesi dikkate alınarak kararlaştırılıyor. Kimi zaman hastalığın durumuna bağlı olarak ilaç tedavisinin ardından radyoaktif tedavi ya da cerrahi müdahale seçenekleri de değerlendirilebilir. Elbette tedavinin belirlenmesinde hastanın genel sağlık durumu, yaşı ve cinsiyeti de dikkate alınıyor.
Guatr Kimlerde Daha Sık Görülür?
Elbette kimlerde bu rahatsızlığın daha sık görüldüğü de merak edilen hususlar arasında yer alıyor. Öncelikle iyot yönünden zengin olmayan bölgelerde yaşayanların kesinlikle risk altında olduğunu belirtmeliyiz. Beslenmesinde iyot içeren gıdalara yer vermeyenler de guatr hastalığı açısından risk altındadır. Cinsiyetin kadın olması da risk grubunda olmak anlamına geliyor. Çünkü daha önce de değindiğimiz gibi bu hastalığın kadınlarda görülme oranı erkeklerde görüldüğünden tam 5 kat daha fazladır. Hamilelik döneminde salgılanan hormonlar tiroid bezinde büyümeye yol açabiliyor. Dolayısıyla gebelik de kişinin risk tablosunda yer almasını sağlıyor.
Tüm bunlarla birlikte bağışıklık sistemi ile alakalı hastalıklara sahip olanlar için de bu rahatsızlığın gelişme riski daha fazladır. Amiodaron, interferon ve lityum gibi ilaçları kullananları bu grupta değerlendirmek gerekiyor. Menopoz döneminde olan kadınlar için de söz konusu hastalığın gelişme riski daha fazladır. Son olarak 40 yaş üstü olan tüm kişiler için hastalık riski daha fazladır.
Dikkatinizi çekebilir –> Reflü nedir?
Ne Zaman Doktora Gitmeli?
Yukarıda guatr belirtilerinden söz ettik. Bu belirtilerden sadece birinin ortaya çıkması durumunda bile zaman kaybetmeden doktora başvurulması gerektiğinin altını çizelim. Nefes almakta güçlük çekme ya da yutkunurken bir şişlik hissetme durumunda bir sağlık sorunu olabileceği düşüncesini göz ardı etmemek, mutlaka doktora başvurmak gerekir. Kimi zaman hastalar tıraş olurken ya da makyaj yaparken boyun bölgesinde bir şişlik olduğunu fark edebiliyor. Herhangi bir ağrı ya da sızı olmasa bile bu şişliğin incelenmesi için mutlaka hekime başvurulmalıdır.
Guatr Ameliyatı Kimlere, Ne Zaman Yapılır?
Genel olarak guatr ameliyatının tiroid bezlerinin cerrahi müdahale ile vücuttan çıkarılması olarak açıklanabileceğini belirtelim. Ne zaman bu ameliyatın yapıldığını ise kısa bir liste halinde aktarabiliriz:
- Tiroid bezlerinin büyümesi ve boyuna baskı yapması
- İlaç tedavisi ile başarı elde edilememesi
- Tiroid bezesinin büyüklüğünün 2-3 cm’yi geçmesi
- Nodüllerin kanser riski taşıması
- Boyundaki şişliklerin herhangi bir açıdan tehlike yaratıyor olması
Bu gibi durumlarda hastayı daha fazla bekletmeden cerrahi müdahale yapılması gerekiyor.
Öncelikle guatr ameliyatının genel anestezi altında gerçekleştirildiğini belirtelim. Buna bağlı olarak hastanın herhangi bir acı ya da ağrı hissetmesinin de önüne geçilmiş oluyor. Ameliyat süresi her hastada aynı olmaz. Ancak genellikle bu sürenin 90 dakika ile 120 dakika arasında değiştiğini belirtelim. Ameliyatta boynun ön kısmına kesi uygulanır. Bu kesi yolu ile tiroid bezine ulaşılır ve bu bezin vücuttan tahliyesi sağlanır. Ayrıca tiroid bezinin damarları da bağlanır. Söz konusu ameliyatın deneyimli bir cerrah tarafından yapılması da son derece önemlidir. Çünkü operasyon sırasında sinirlerin zarar görmemesine maksimum düzeyde özen gösterilmesi gerekir.
Genellikle son zamanlarda ses teli aleti kullanılmaktadır. Bu alet sayesinde ses teli zedelenmeleri oldukça azalmıştır. Çünkü bu ameliyatın en büyük sıkıntısı ses telinin zedelenmesidir buda ses kısıklığı yapmaktadır bu ameliyatı olmayı düşündüğünüzde mutlaka araştırmalısınız .
Ses telleri bu Ameliyat sonrasında iyileşme süresinin çok uzun olmadığını söyleyebiliriz. Hafif ağrı şikayeti olabilir ancak ağrı kesici ilaç kullanımıyla hastanın rahatlaması sağlanabilir. Bu hastalığa dair sorularınızı hemen yorum bölümüne yazabilirsiniz.
Bilgi sahibi olun –> İnsülin direnci nedir
Graves hastalığı ( zehirli guatr)
- Guatr iyot eksikliğinden sonra ikinci sırada yer almaktadır.
- Graves hastalığı aslında troid uyarıcı immünglobulin salgılanmasının bozulması sonucu hipertroidi dediğimiz guatr çok fazla çalışması sonucu oluşan hastalıktır. Onun için otoimmun bir hastalık olarak bilinir.
- Belirtileri egzoftalmi dediğimiz gözlerin dışarı çıkması görüntüler olabilir.
- Yine bu hastalar oldukça sinirlidir. Çoğu hasta psikolojik olarak tedavi edilir.
- Saç dökülmeleri çok fazla olmaktadır.
- Sıcağa dayanamazlar
- Aşırı kilo kaybı olur
- Geceleri uykusuzluk çekerler
- Bayanlarda adet düzenleri bozulur
- Terleme bu hastalarda fazla olmaktadır
- Bu hastalarda isalde çok görülür
- Bu hastaların derileri incelmekle birlikte çok hassaslaşırlar
- Yüksek tansiyon ve çarpıntı olmaktadır
Tadavisi üç şekilde olmaktadır
Graves hastalığında tedavi
Öncelikle medikal tedavi sonra ameliyat gerekirse radyoaktif iyot tedavisi olabilir.
Medikal :
Öncelikle medikal tedavi önerilir ancak ilaç dozu çok önemlidir şayet fazla kulanılırsa böbreklere zarar vermektedir. Haşioma hastalığında kullanılan ilaçlar vücudumuza hiçbir zarar vermemektedir
Cerrahi:
Medikal tedaviye cevap vermesse O zaman cerrahi düşünmek gerekmektedir.
Radyoaktif iyot tedavisi:
Graves hastalığı bazen ameliyat edemediğimiz hastalara bunlar yaşlı ameliyatı kaldıramayacak olanlara radyo aktif iyot (atom) tedavisi verilebilir.
Göz atın –> Akalazya
Haşioma Hastalığı
1912 yılında Hakura hashimato tarafından bulunmuştur. Otoimmun bir hastalıktır. Zehirli guatrın aksine troid homonunun az çalışması sonucu oluşmaktadır. Bazen tek başına olabileceği gibi diğer hastalıklarda birlikte görülebilir. Tip şeker hastalığı ,adisson hst, testis iltihabı ,paratroid hormon azlığı gibi hastalıklarla beraber olabilir.
Belirtileri şu şekildedir:
- İlk belirtisi şişmanlık ve yorgunluktur
- Saç dökülmeleri oldukça sık görülür
- Cilt ödemlidir (şiş)
- Aşırı kabızlık olmaktadır
- Soğuğa karşı tahammülsüzlerdir
- Bazı hastalarda dil büyümesi olmaktadır
- Özellikle gebelerde çocuğun engelli dogmasına sebebiyet verebilir.
- Çoğu zaman unutkanlıklar olabilir
- Adet düzensizliği görülebilir
Haşioma Tedavi Nasıldır:
- Tedavisi çok basittir çoğunluğu medikal tedavi dediğimiz sadece sabah aç karnına alacağınız bir ilaç ile tedavi olabilirsiniz.
- Soğuk nodüllerde tedavi nasıl uygulanır?
- Soğuk nodüllerin çoğu selim olduğundan ancak ince iğne aspirasyon biyopsisinde habis veya şüpheli hücre görülmesi durumunda operasyon uygulanır.
- Biyopside selim hücre görülmesi operasyonu gerektirmez. Bu hastalarda levotiroksin tedavisi uygulanır ve belirli aralıklarla takip edilir.
- Levotiroksin (tefor, levotiron) nodüllerin büyümesini ve çoğalmasını önleyen sentetik T4 hormonudur.
- Tedavi altındaki nodüller ultrasonografik ve klinik olarak takip edilir. Tedavi altındaki nodüllerin çok azı küçülür veya büyür, çoğu ise aynı büyüklüğü muhafaza eder.
- Şüphe durumunda bir yıl içinde bir kez daha iğne biyopsisi yapılarak nodül kontrol edilir. Selim sonuç alınması durumunda biyopsi ancak nodülün büyümesi durumunda tekrarlanır.
- Tiroit kistlerinde ince iğne aspirasyonu ile sıvı tamamen boşaltılır. Sıvı boşaltıldıktan sonra kist tamamen ortadan kalkabilir. Bazı kistler boşaltıldıktan bir müddet sonra tekrar dolar. Bu kistlerde tiroit kanseri olma ihtimali çok az olmasına rağmen (%3) operasyon tavsiye edilir.
- Miks nodüllerde (yarı kist ve yarı solid) sonuç selim gelmesi durumunda kanser olma ihtimali daha yüksek (%10) olduğundan cerrahi operasyon hastanın kararına da bağlı olarak uygulanabilir.
Soliter nodüller nasıl değerlendirilir?
Çok sayıda nodül olanlarda kanser olma ihtimali az olmasına rağmen özellikle nodüller arasında büyük nodül varsa (dominant nodül) bu nodül de soliter (tek) nodüller gibi kanser açısından incelenmesi gerekir.
Muayeneden sonra nodüllerin incelenmesinde:
- Tiroit ultrasonografisi: Nodüllerin sayısı ve büyüklüğü hakkında bilgi verir. İyi ve kötü huylu nodüllerin ayırıcı Özellikle soliter soğuk nodüllerde kanser olma olasılığı mevcut olduğundan iyice araştırılması gerekir. Normalde bir popülasyon da %4-7 arasında tiroit nodülü mevcuttur. Bu nodüllerin ancak çok az bir kısmında kanser olduğundan her nodülün cerrahi olarak çıkarılması doğru değildir. Özellikle soliter nodüllerin değerlendirilmesi dikkat gerektirir.
- Değerlendirilmede hastanın yaşı, boyun bölgesine radyasyon alıp almadığı, şikayetleri, cinsi ve aile hikayesi göz önünde bulundurulur.
- Buluğ çağından önce çocuklarda nodül oluşması veya çok yaşlılarda ani olarak nodulün ortaya çıkması tiroit kanserini akla getirir. Hodgkin hastalığı veya diğer nedenlerle boyun bölgesine radyoterapi uygulanan hastalarda nodül görülmesi daha dikkatli araştırmayı gerektirir.
- Ani olarak ses değişikliği oluşması ve yutma güçlüğü ortaya çıkması tiroit kanseri yayılışını düşündürür. Tiroit nodülünde ani olarak büyüme ve ağrı öncelikle kist içine kanama ve nadir olarak da tiroit kanseri belirtisidir.
- Erkeklerde tek nodülün görülmesi kanser kuşkusunu artırır.
- Ailede tiroit kanseri oluşu özellikle medüller tiroit kanseri olması tiroit kanser ihtimalini artırır.
Muayene bulguları oldukça önemlidir. Bazen sadece muayene ile kanser tanısı koymak mümkün olabilmektedir. Bu hastalarda nodül çok sert olarak ele gelir, etraf dokuya yapışıktır ve aynı bölgede metastaza bağlı olarak ele lenf bezi gelir. Ancak her lenf bezi şişkinliğinde kanser metastazı tanısı koymak mümkün değildir. Çünkü lenf bezi şişkinliği enfeksiyon sonucu da ortaya çıkabilmektedir. tanısında kullanılmaz.
- Tiroit sintigrafisi: Nodüllerin soğuk mu, sıcak mı olduğunu gösterir. İyi ve kötü huylu tümörleri ayıramaz.
- Tiroit biyokimyası
- Tiroit hormonları (Nodülün fonksiyonunu gösterir)
- Kalsitonin (medüller tiroit kanserinin belirtisidir)
- Tiroit antikorları (Hashimoto tiroiditi tanısı için gereklidir)
- İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB): Nodülün habis mi selim mi olduğunu gösterir. Bu konuda daha önce bilgi verilmiştir (Bak. İİAB).
Sıcak nodüllerde tedavi nasıl yapılır?
Nodüllü vakalarda öncelikle tiroit sintigrafisi yapılarak nodülün sıcak (hiperaktif) yoksa soğuk (hipoaktif ) olup olmadığı araştırılır. Sıcak nodüllerde tiroit hormonu tayini yapılarak hipertiroidi (Plummer Hastalığı) araştırılır ve buna göre tedavi edilir. Hipertiroidi göstermeyen sıcak nodüllü vakalar ise belirli aralıklarla takip edilir. Bu nodüllerin bazıları dejenerasyona uğrayarak semptom vermeyecek bazıları ise büyüyerek hipertiroidiye neden olacaktır. Özellikle 3 cm üzerindeki büyük nodüllerde ileride hipertiroidi olma olasılığı daha yüksektir.
Plonjans veya substernal guatr nedir?
Tiroidin büyüyüp sternum ( iman tahtası kemiği) altına doğru uzaması durumuna substernal yada plonjan guatr denir. Daha fazla yaşlı hastalarda görülür. Genelde nodül içerir. Çok defa sıkıntı ve soluk darlığı yaptığından tedavisinde cerrahi girişim gerekir.
İç guatr nedir ? Bu adlandırma da doğru mudur ?
Bu adlandırma ya fazla çalışan guatrlar için ya da dışardan çok belirgin olmayan guatrlar için ortaya atılmış bir deyim olarak kabul edilebilir. Bazen cerrahın ne kadar zor bir ameliyat yaptığını hastaya anlatması için kullandığı bir terim haline gelmiştir. Ancak tıbbi açıdan bakıldığında bu terimin de doğru olmadığı söylenebilir.
Dişi guatr nedir ? Bu adlandırma doğru mudur ?
Guatr için ameliyat edilmiş hastaların bir kısmında çok çeşitli nedenlere bağlı olarak guatrın yeniden oluşma şansı vardır. Guatrı yeniden oluşan hastaların guatrına dişi guatr adı verilmiştir. Bu adlandırmanın nereden kaynaklandığını söylemek güçtür. Muhtemelen halk arasında ortaya çıkan bir adlandırmadır. Ancak ameliyattan bir müddet sonra guatrı tekrarlayan bazı hastalar, hekimleri tarafından ”senin guatrın dişi imiş onun için büyümüş” dediğini belirtmektedirler. Her ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın bu deyimin bilimsel açıdan doğru olmadığı bir gerçektir.
Nodüllü guatrın önemi nedir ?
Tiroitte gelişen nodül veya nodüller gözle görülebilir veya elle hissedilebilir. Bazen de tesadüfen tetkikler sonucunda ortaya çıkar. Özellikle son yıllarda ultrason, tomografi, manyetik rezonans (MR) gibi tetkik araçlarının yaygın kullanıma girmesiyle elle hissedilemeyen nodüller erken devrelerde saptanabilmektedir.
Dolayısıyla tiroidin çalışmasında bozukluk yoksa küçük nodüller bulgu vermeyebilir ve hastanın yakınması olmayabilir. Ancak düzgün büyümede olduğu gibi kötü kozmetik görünüme ve nefes darlığına yol açabilirler. Bazen nodül veya nodüllerin tiroitten bağımsız olarak kendi başlarına fazla çalışmaları ( otonomi kazanma ) sonucu toksik nodüler guatr denen durum ortaya çıkar.