Uyum, yeni bir duruma, bir ortama ya da çevreye uyma, alışma anlamına gelmektedir. Bariatrik cerrahi ameliyatı sonrası hastanın yeni hayatına uyum sağlaması zor olabilir. Çünkü artık farklı bir bedene sahip olacaksınız. Beden ve zihin bir bütün olduğu için yeni bedeninize yeni zihninizle adapte olabilirsiniz. Bu kapsamda bu makalemizde bariatrik cerrahi ameliyat sonrası hastalarımızın uyum sürecinden bahsedeceğiz. Bu uyum sürecini aslında üç başlıkta incelemek gerekiyor. Birincisi, beyninizin yeni vücudunuza nasıl uyum sağlayacağı, özellikle midenize nasıl uyum sağlayacağı, ikincisi yeni yeme düzenine nasıl uyum sağlayacağınız, üçüncüsü de yeni sosyal hayatınıza nasıl uyum sağlayacağınız.
İlk başlıktan bahsedecek olursak, beynimiz tüm vücudumuzu kontrol eden organımızdır ve vücudumuzda herhangi bir değişiklik olursa beynimiz bu değişikliği direkt olarak algılıyor ve ona göre bize farklı tepkiler veriyor. Peki, mide ameliyatı sonrasında nasıl tepki veriyor buna bakalım. Ameliyatta midenizin belli bir kısmı alınıyor, özellikle fazlalık olan kısmı alınıyor ve artık yeme düzeniniz değişiyor. Önceden çok fazla yemek yerken artık çok az yemek yiyorsunuz ve beyin orada bir farklılık algılıyor. Hatta bazen hastalarımız şu soruyu soruyorlar bana: “Kilo verimim durdu, artık kilo vermiyorum, sabit kilodayım. Neden? Çünkü bazı hastalarımız beslenme programlarına tam olarak uymuyorlar. Beslenme programına uyamamanın aslında birçok sebebi var fakat genellikle hastalarımız daha çok kilo verme arzusu ile daha az besleniyorlar ve bu hızlı değişiklik beyin tarafından aşırı kıtlık olarak algılanıyor ve beyin hastanın hayatta kalması için kilo verimini durduruyor. Sonrasında da alınan en ufak bir yiyeceği yağ olarak depolayabiliyor. Yani buradan da göreceğiniz üzere, beyniniz yeni midenize ve yeni bedeninize uyum sağlamada oldukça rol oynuyor. Bu koşulda, beynimizi yöneten de aynı zamanda biz olduğumuz için beslenme konusunda diyetisyeninizin söylediklerini uymalı, kendinizi çok aç bırakmamalısınız. Çok aç kalmanız vitamin, protein ve mineral eksikliğine sebep olmakla birlikte beynin vücut yönetimini de etkilemektedir. Hızlı kilo verme isteğinizi anlayabiliyoruz. Bu zamana kadar bu kiloları vermek için çok çabaladınız ve bir an önce kurtulmak istiyorsunuz. Fakat bu kiloları bir anda almadınız. Yavaş yavaş aldınız. Bu sebeple de yavaş yavaş vermeniz gerekiyor.
İkinci başlığımız ise, yeni yeme düzeninize nasıl alışacağınızdır. Önceden istediğiniz şekilde yemek yiyordunuz. Çevrenizdekiler nasıl yiyorsa siz de öyle yiyordunuz ya da daha fazlasını yiyordunuz. Ama artık farklı periyodlar içerisine giriyorsunuz. Öncelikle sıvı dönemine girerek sadece sıvı besinler alacaksınız, daha sonra püre dönemine, daha sonra da katı döneme geçiyorsunuz. Özetle bir bebek gibi besleniyorsunuz. Bebek önce anne sütü içer, sonra mama yer ve sonra katı gıdaya geçer. Siz de artık bebek midesine sahip olduğunuz için midenizi yormamak adına adım adım ilerlemeniz gerekiyor. Dönemlere baktığımızda özellikle sıvı dönem sizi korkutuyor. Çünkü bu çok farklı bir beslenme biçimi ve çevrenizdeki insanlar sıvı beslenmiyor. Onlarla yemeğe çıktığınızda sadece çorba içe fikri size hoş gelmiyor. Hatta şu soruyu soruyorsunuz kendinize: “Ben arkadaşlarımla artık dışarıda bir şeyler yiyemeyecek miyim? İçemeyecek miyim? ve bu sizin biraz da sosyal izolasyon yaşamanıza sebep oluyor. Zaten ameliyat öncesi kilolarınızdan dolayı bu durumu yaşıyordunuz, toplum içinde yiyip içerken huzursuz hissediyordunuz, belki de evde dahi yalnız yemek istiyordunuz. Artık ameliyat sonrasında böyle bir endişeye kapılmanıza hiç gerek yok. Yine arkadaşlarınızla görüşmeye devam ederek, sıvı beslenme biçiminizi onlarla buluşmanıza da entegre ederek, gerekirse protein tozunuzu yanınızda taşıyarak bu sürece ayak uydurabilirsiniz. Emin olun, sadece kısa bir süreliğine vücudunuzu yiyeceklerden biraz arındırmak ve dinlendirmek size de çok iyi gelecektir. Hem de ilk aşamada kilo veriminiz sıvı dönem sayesinde daha gözle görülür olacaktır.
Üçüncü konumuza gelecek olursak, bu da yemek konusunda yaşadığınız eksikliğin sosyal hayatınıza yansıması, bazen de kişisel hayatımıza yansımasıdır. Buna nasıl örnek verebiliriz? Bazen bazı hastalar geliyorlar, ameliyat sonrasında şu konuda danışıyorlar: “Önceden yemek benim hayatımın çok büyük bir yerindeymiş ve o büyük yer şu an boşaldı ve ben çok büyük bir boşluk hissediyorum, çok büyük bir eksiklik duygusu hissediyorum ve bu da beni depresifleştiriyor, üzüntülü bir ruh haline sokuyor.” Neden? Belki de siz bir yas sürecine giriyorsunuz, sevdiğiniz bir şeyi kaybettiğinizi hissediyorsunuz. Psikoloğumuz zaten ameliyat öncesi görüşmelerde yeme bozukluğu testi yaparken soruyor: “Yemeğin hayatınıza hükmettiğini düşünüyor musunuz?” Ve çoğu hastamız buna evet yanıtını veriyor. Sizin hayatınıza hükmeden şey ameliyat sonrası hükmünü kaybedince, siz de o boşluk hissine düşüyorsunuz, sanki sevgiliniz sizi terk etmiş gibi yas sürecine giriyorsunuz. Bunu yaşamamak için tamamen düşünce yapınızı değiştirmemiz gerekiyor. Bu ne demek? Yemek hayatınızdan çıkmadı, sadece sağlığınıza zarar veren yemekler hayatınızdan çıktı. Yine güzel beslenebilirsiniz, yine yemek yiyebilirsiniz. Ya da size sadece yemek mi mutluluk veriyordu? Sizin tek sosyalleşme kaynağınız yemek miydi? Bu soruları kendi zihninizde cevaplayabilirsiniz. Ve sizi başka ne mutlu ediyor, sizi başka ne sosyalleştiriyor, o boşluğu bunları düşünerek doldurabilirsiniz.
Özetle, ameliyat sonrası uyum sürecimiz bizi hem biyolojik olarak hem kişisel olarak hem de sosyal olarak etkileyebiliyor. Bununla başa çıkmak için hastalarımıza ben şunu öneriyorum; ameliyat sonrası 12 aylık değişim süreciniz var, kimisinin 6 ay, kimisinin 12 ay. Her ay zaten fotoğrafınızı çekiyorsunuz, değişiklerinizi izlemek istiyorsunuz. Bu değişimleri sadece fiziksel olarak değil psikolojik olarak da kaydetmelisiniz. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Bir defter alabilirsiniz mesela, her ay fotoğrafınızı çekip çıkarıp, altına da o fotoğraftaki halinizle, o bedeninizle nasıl hissediyorsunuz? O bedeninizle aklınızdan hangi düşünceler geçiyor? Artık psikolojik olarak nasıl bir zihne sahipsiniz? Bu sorulara yanıt vererek psikolojik değişiminizi de incelemiş olursunuz ve ameliyat sonrası yeni bedeninize, yeni hayatınıza uyum sağlamada bu yöntemi kullanabilirsiniz. Ek olarak, sizin gibi ameliyat olmuş kişilerle iletişimde olmak da size sosyal destek sağlar. Bir problem yaşadığınızda bunu sadece sizin yaşamadığınızı görerek rahatlayabilirsiniz. Birlikte sosyal aktiviteler yaparak, aynı yemekleri yiyerek sosyal uyumunuzu destekleyebilirsiniz. Kendi çabalarınız işe yaramazsa da, psikolojik destek almak için kliniğimize başvurabilirsiniz. Bu süreçte, bazen sosyal destek ağlarımız işe yaramayabilir. Bu durumda profesyonel desteği ihmal etmemek önemli bir adım olacaktır.